13 Mart 2015 Cuma

Eğinli kasaplar

Küreselleşme ile beraber pek çok küçük esnafın kaybolduğu aşikar. Büyük zincir marketler manav,kasap,bakkal gibi ayrı ayrı dükkanlardan aldığımız ürünleri bize aynı anda sunuyor. Peki eti satın aldığımız kasaplar ne kadar değişti ve onlar hakkında neler biliyoruz.

Markete girip ihtiyaçlarımızın hepsini tek yerden alarak evimizin yolunu tutmak biz tüketiciler için oldukça rahatlatıcı bir durum. Ama bu durum yüzyıllarca süren bazı alışkanlıkları da yok ediyor. İstanbul'daki et kethüdalığının yani kasaplık yapma yetkisinin Yavuz Sultan Selim döneminde sadece Erzincan'ın Eğin ilçesinde yaşayan halka verildiğini biliyor muydunuz?

                                                    Ortadirek Kasap Fatih

Eğin pek çok kaynakta kasaplığın başkenti olarak adlandırılıyor. Yavuz Sultan Selim döneminde elde ettikleri bu unvanın hakkını işlerini en iyi şekilde yaparak göstermiş olacaklar ki İstanbul'daki kasapların büyük bölümünü hala Eğinliler oluşturuyor. İstanbul Perakendeci Kasaplar Esnaf Odası genel sekreteri Murat Ünal, eski adı Eğin şimdiki ismi ise Kemaliye olan ilçedeki halkın neredeyse yarısının halen kasaplık işi ile uğraştığını belirtti. Açıkçası kasaplığın bu kadar iyi olduğu bir ilçede hayvancılığın da oldukça gelişmiş olacağını düşünüyordum ama pek de öyle değilmiş. Eğinliler hayvancılıktan ziyade daha çok etin işlenmesi konusunda uzmanlaşmışlar. Etin neresinden hangi yemeğin nasıl yapılacağını çok iyi biliyorlar.  

                                                     Fatih Et Center

İstanbul'un Fatih ilçesinde emekli olmasına rağmen halen kasaplık yapmaya devam eden Mustafa Şahintaş ile Eğinli kasaplar üzerine güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Dedesi Hacı Mustafa Şahintaş'ın Sultan Abdülhamit döneminde sarayın kasap başı olduğunu ve kasaplık mesleğinin kendisine dedelerinden geldiğini söyledi. En iyi kasapların Eğin'den geldiğini söyleyen Mustafa bey sözlerine şu şekilde devam etti. Mustafa bey: "İnsanların iş bulabilmek için İstanbul'a göç ettikleri dönemde şehirdeki kasapların çoğunu Eğinliler oluşturuyordu. Eğin'den İstanbul'a göç edenler de tanıdıklarının yanında işe giriyorlardı dolayısıyla kasap oluyorlardı. Hatta günümüzdeki sıkça kullandığımız eti senin kemiği benim sözü de buradan gelir. İnsanlar çocuklarını kasapta meslek öğrenmeleri için getirdiklerinde ustalara bu şekilde söylemiştir. Daha sonra bu söz farklı şekillerde kullanılmıştır. Çocukluktan itibaren bu mesleğe başlayan Eğinliler etin neresinden hangi yemeğin yapılacağını çok iyi bilir. Hatta müşteriler yapacağı yemeği söyler, biz ona göre et verirdik; ama şimdilerde her şeyi paketlemiş halde satıyoruz, bize de çok bir iş kalmıyor."

                                                   Mustafa Şahintaş 

Kasaplık mesleğinin Eğin ile olan bağlantısı Yavuz Sultan Selim dönemine kadar uzanıyor.  Günümüze kadar geçen sürede bu mesleği yapmaya devam eden Eğinliler kasaplık mesleğinde tam manasında usta olurken mesleği de uzun süre tekellerine almışlar.

(Fotoğraflı haber)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder