24 Nisan 2015 Cuma

Kağıt toplayıcıları

İstanbul sokaklarında tahmin edemiyeceğiniz boyutlarda bir geri dönüşüm yaşanıyor. Neredeyse her konteynerin bir sahibi var. Fakat pek coğumuz dikkat etmeyiz evimizin önündeki kağıt toplayıcılarına. Uzaktan acı bir ifade ile baktığımız bu insanların yanından geçerken adeta korkulu gözlerle uzaklaşırız. Coğu zaman görmeyiz bile onları.

Kağıt toplayıcısı Mehmet

Kağıt toplayıcıları insanların tembellikten yapamadığı bir işi yapıyorlar aslında. Bir ton geri dönüşümden tam olarak 17 ağaç kurtuluyor ve onlar bu geri dönüşümün en önemli ayağını oluşturuyor. Bazen bir ağaç için fırtınalar koparan bizler her gün yüzlerce ağacın çöpe gitmesine göz yumuyoruz. İstanbul'da toplayıcılığı yani geri dönüşümü genellikle romanlar sağlıyor. İstanbul'daki roman mahallelerine giderseniz sokaklarda kağıt toplayıcılarının el arabalarını sıklıkla görürsünüz. Pek çoğu bir elektrik direğine yada evlerin pencere direklerine zincirle bağlanmıştır. Toplayıcılar için önemli bir araçtır el arabası. Kendilerinden çok daha büyük yükleri taşırlar bu arabalar yardımıyla. Yüz kilo kağıt için 15 lira alıyorlar ve bunu el arabası olmadan yapmaları imkansız. Havanın çok sıcak yada soğuk olması onlar için fark etmiyor çünkü zaman ile yarışıyorlar. Çöp toplama saatlerinden önce konteynerlere gitmiş olmaları gerekiyor.

Depoya doğru giden kağıt toplayıcısı

Romanların çalıştıkları belli meslekler var. Kağıt toplayıcılığıda bunlardan biri diyebiliriz. Roman bir müzisyen ile konuşmak kolaydır. Eğlenceli insanlar, sıcak kanlılar ve konuşkanlar. Kağıt toplayıcıları ise biraz farklı. Osmanbey metro istasyonunu çevresini kendine mesken edinmiş toplayıcı mehmet abi beni biraz süzdükten sonra sohbet etmeye karar verdi ve bende takıldım arkasına. Öncelikle toplayıcıların benimle neden konuşmadıklarını merak ettim ve bunun üzerine bir soru sordum.

Başladık sohbet etmeye.

Mehmet abi senden önce kiminle konuşmak istersem beni geri çevirdi. Neden konuşmak istemediler acaba?
Kağıtçı Mehmet : Bizimle çok dalga geçiyorlar. Kızıyoruz insanlara. Bizim görüntülerimizi internete atıp dalga konusu yapıyorlar bizi. Gülüyorlar bize.

Sende bir tedirginlik yok ama abi, hatta fazla bile rahatsın diyebilirim.
Kağıtçı Mehmet: Ben Alman bir gazeteci ile üç ay birlikte gezdim sokaklarda ondan böyle rahatım.

Nasıl yani?
Kağıtçı Mehmet: Alman bir gazeteci geldi benimle üç ay gezdi buralarda. Ben ne yediysem o da onu yedi. Adam kendini hiç benden üstün tutmadı yani. Belgesel gibi bişeyler yaptı. Rahatlığım ordan geliyor kameraya karşı.

İşler nasıl gidiyor peki abi? Bugün hava çok soğuk mesela zor oluyor mu?
Kağıtçı Mehmet: Yapacağımız başka birşey yok ki. Allaha şükür yetiyor bu bize. Her yerde çalışamıyoruz öyle. Dilimiz sıkıntı çıkartıyor. Bak bizim kağıtçı gençler var bir görsen aslan gibi hepsi ama konuşmaya başlayınca dilimiz bize ele veriyor çalışamıyoruz öyle her işte. Bir arabayı doldurduk mu yevmiye çıkıyor işte.

Toplanan kağıtlar depoya bırakılıyor

Mecburiyetten bu işe devam yani?
Kağıtçı Mehmet:Tabi öyle. Kendi çocuklarımı okutuyorum. Denizli'de onlar. Hanım oralı. Çocuklar falan onun yanında kalıyor. Ayda bir sefer gidiyorum yanlarına. Dolapdere'de oturuyorum bekar evinde.

Kazandığın para yetiyor mu peki? Yüz kilosu 15 lira dediler bana?
Kağıtçı Mehmet: Yok canım öyle değil. Kağıt fiyatı o sadece. Herşeyin fiyatı değişiyor. Kola tenekesi  ayrı bişey yanık tencere atıyorlar bazen o ayrı bir fiyat. Bazen değerli şeyler atıyorlar onları da götürüp bit pazarında satıyoruz. çok oluyor öyle yeni şeylerini atan.

Plastik atıklar

Dolapdere, Tarlabaşı ve Eminönü çevresindeki ara sokaklarda belki de yüzlerce kağıt toplama merkezi var. Her sokaktan birileri çıkıyor el arabaları ile ve şehrin kalabalığında görünmez oluyorlar. Belki farkında değiliz ama özellikle bu üç bölgedeki kağıtçıların büyük çoğunluğu İstanbul genelindeki gibi Romanlar değil. Bu bölgelerdeki kağıtçıların neredeyse tamamına yakınını Pakistanlı ve Afganistanlı kaçak göçmenler oluşturuyor. Çok az Türkçe biliyorlar. Ben ilk etapda şok oldum diyebilirim. İki senedir bu işi yapmaya başlamışlar ve normalden de ucuza çalışıyorlar. Siyahi göçmenler ise toplanan kağıtların arabalara yüklenmesine yardım ediyorlar. Pakistanlı ve Afkan göçmenler ise bu üç bölgede çalışırlarken, eski ve yıkılmak üzere olan yapılarda yaşamaya çalışıyorlar.




El arabaları


Siyahi göçmen atıkları ayıklıyor


Sokaklardaki el arabaları

(Fotoğraflı haber)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder